Anamla Bakiye abla, Boğazlıyan’a pazara gittiler. Günlerden cumartesi. Cumartesi pazarı pek renkli olur Boğazlıyan çarşısı. Haftanın bir günü pazarı vardır Boğazlıyan’ın. Dört gözle beklenen... Köylüsü kentlisi buluşur pazarda. Ayak üstü hal hatır sormalar... Alış veriş... Bir hareketlilik ki sormayın gitsin. Anamla Bakiye abla dolaşıp molaşırken çişleri geldi. Sabahın erken saatleri. Daha Pazar yeri yükünü almamış. Yeni yeni hareketleniyor. Doğal ihtiyaçlarını giderecekler. Sıkışmışlar ki o kadar olur. Alelacele Pazar yerindeki genel tuvalete geldiler. Hemen içeri girdiler. Girdikleri tuvalet erkeklere mahsus.  Ama tuvalet tenhadır. Bilemediler erkekler tuvaletine girdiklerini. Neyse ihtiyaçlarını giderip çıktılar el yüz yıkama yerine. Anam dedi ki: -Bi de abdes(abdest) alak Bakiye... -Olur abla... Bunlar elleri kolları sıvayıp abdese başladılar. Bu sırada biri geldi. Bu bir erkek.  Dordor dolanıyor. Anam: -Bakiye gı, bu adam para istiyo heral (herhalde)... Anacağızım tuvalet görevlisi sandı bu muhteremi. Bakiye abla entarisinin cebini yokladı. Para çıkarıp verecek. Bunu gören sıkışık vatandaş anamgile çıkıştı: -Anam bacım! Ben tuvalet gorevlisi değalim. Ben de sıkıştım. Burası irkek (erkek) tuvaleti. Ne işiniz var burda? Çıkın şurdan da işimizi gorek (görelim). Anamla Bakiye abla bir çıktılar tuvaletten. Gızıl gıyamet gibi. Yel yepelek, yelken kürek. Kollar sıvalı. Ellerinden yüzlerinden sıldır sıldır su akıyor. Kurulanmadan... Onları o halde görenler güldüler.          Anamla Bakiye abla hızla uzaklaştılar olay mahallinden. Bir yandan da göz ucuyla sağı solu süzdüler. Tanıdık birileri gördü mü endişesiyle. Bereket versin tanıdık bir yüz göremediler. Rahat bir nefes aldılar. Anam zaman zaman anlatır gülerdi: -Ne bilek gadasını aldığım? Girdiğimiz tuvalet irkeklerinimiş. Gadın tuvaleti öte yandayımış. Oğrendik. Bi daha sıkışıncı şaşırmadık.