Bazen sevgisiz bir hayatın dramını yaşıyoruz sanki; insanlar mutsuz, suratları asık, televizyona kilitlenmiş ve ruhsuz bir şekilde hayatlarını sürdürüyor. Nasıl oldu da bu hale geldik? Sorusu aklıma geliyor. Cevaplanması bir hayli zor gibime geliyor.
Bir hayli de basit; sevgisizlik. Aynı aile içinde birbirimizi sevmeyi ne zaman bıraktık? Birçok insan kendi ailesinde kendine yabancıdır. Anne ve babayı sevmemeyi ne zaman öğrendik ? Birbirimizin farklılıklarını yoksaymayı kimden ögrendik ?
Toplumun bize öğrettiği sorgulamadığımız gerçeklerden öğrendik. Çocukların tüm kararlarına anne ve baba karar verir yargısını, büyüklere saygı olarak öğrendik. Başarılı çocuk anne ve babanın yatırımının sonucudur. Neyin sonucu? Okusun adam olsun diye dershanelere verilen ücretin sonucudur. Köle olmak ne güzel öğretilmiş değil mi? Hayatın telaşına kapılıp bu hayatta olup bitenleri sorgulamayalım derken yıllar geçiyor.
Peki ne elde ettik? Birşeyleri başarmış ama mutsuz olan insanlar olduk. Mutluluk kavramının bile ne olduğundan haberimiz yok. Para kazansak da keyfine harcamayı bilmiyoruz. Bir bakmışız ömür yarısına gelmiş ve geçiyor. Bu hayata ne bıraktık sorusunun cevabı yok.
İşte tam burada kendi yaşantımızı sorgulamaya başlayalım. Bir karar vereceğimiz zaman neye göre karar vereceğiz. Hangi soruları soracağız?
Geçenlerde duyduğum güzel bir soru cümlesi belki kararsız kaldığınız ve hayatınıza yön vereceğiniz zaman dilimlerinde size destek olur .
" Sevgi olsa ne yapardı ? "
" Saygı olsa ne yapardı ?"
"Hoşgörü olsa ne yapardı ?"
"Bağlılık olsa ne yapardı ?"
" Cesaret olsa ne yapardı ?"
" Mutluluk olsa ne yapardı ?"
Bu soruların cevaplarını iç dünyanız mutlaka verecektir.
Sorgulayalım bu hayatı artı bir farkla ; beni ne mutlu eder diyerek bu sistemin kölesi olmaktan çıkalım. Buna değer.