Okullar açıldı. Öğrencilerle öğretmenlerin etkileşimi veiletişimi başladı. Okul demek, öğretmen demek. Okul demek ders çalışmak, verilengörevleri, ödevleri yapmam demek. Okul demek kariyer ve meslek demek.İstikbalimizi ve istiklalimizi korumak demek. Eğitimi batırmak ise bir ülkeyibatırmak demektir. Çünkü eğitim kurumu, bir ülkenin en önemli serveti olaninsan kaynağını yetiştiren milli müessesedir. İnsan bozulursa devletin bütün kurumlarıbozulur.

Her okulun disiplin kuralları vardır. Olmak zorundadır. Disiplindemek, ceza vermek, asıp kesmek demek değildir. Kurallara uymak demektir. Kurallarauymadan öğrenci, öğrenci olmaz, okul okul olmaz. Öğretmenin bir anlamı olmaz. Devletbütçesinden eğitime aktarılan devasa milli kaynakların ise heder olup gitmesidemek olur.

Okulun en önemli misyonundan birisi öğrencilere bireyselsorumluluk kazandırmak. Toplumsal ve milli bilinç uyandırmaktır. Ödev bilinci, Vazifeşuuru vermektir. Öğrenciler her şeyden önce okulda; Akan suyun, yanan lambanın,öğlen verilen yemeklerin, dağıtılan kitapların bedava olmadığını, görevlendirilenöğretmenlerin, müstahdem ve temizlikçilerin, bahçıvan ve bekçilerin kendilerinebedava hizmet sunmadıklarının farkında olmaları gerekir. Bunun için okulun bir günlükmaddi giderinin öğrencilere duyurulması etkili olabilir.

Diğer taraftan her öğrenci, önce öğrenci olmalıdır. Öğrenciolmak için belli bir kılık ve kıyafette olmalı, ders kitaplarını okula getiripgötürmeli, ilgili ders araçları eksiğini gidermeli ,bunları özenle korumalıdır.Son yıllar Kitapsız, deftersiz, kalemsiz, hippi gibi okula gelip giden öğrencisayısı artı maalesef. Öğrenciyi öğrenci biçimine sokmadıkça, eğitim öğretimetkinliklerinin başlaması mümkün değildir. Bu saydıklarım öğrencinin eğitilmeyeniyet ve gayretinin olup olmadığını gösterir. Öğrenmeye hazır olunmuşluğunugösterir. Öğrenci şayet okula istekli gelmemişse her haylazlığı yapmayaçalışacak, samimi ciddi öğrencileri de olumsuz etkileyecektir. O zaman Allahyardım etsin öğretmenlere ve okul idarecilerine…

Mecburi eğitimle istemediği okula gelen öğrenciler içinokulu tanıma ve alıştırma etkinlikleri yapılıyor. Okulu sevdirmek için yapılanbu çabalar eminim bir çok öğrencinin kafasındaki önyargıları biraz olsunkıracaktır. Eğitim yılı boyunca da her öğretmen öğrencilerin okula olanilgisini, şevkini artırmak için sürekli gaz vereceklerdir. Moral vemotivasyonlarını yüksek tutmak için uğraşacaklardır.

Öğrencilerimize sorumluluk duygusu kazandırmanın yolu önceaileden geçer. Daha anasınıfına başlarken başlar. Hatta daha önce başlar. AnaBabanın gözlerinden ,davranışlarından, evdeki temizlik, tertip ve düzen kurupbunu takip ve kontrol etmesinden, çocuklara ev içinde küçük görevler veriponları doğru ve zamanında yapıp yapmadığını kontrol etmesinden, küçük paralarverip, onların parayı, gelir-giderlerini yani  kendi bütçelerini yönetmelerineyardımcı olmalarıyla başlar.

 Bir çocuk evde kendielbisesini, dolabına koyup düzenlemiyorsa, yatağını toplamıyorsa, tuvalet vebanyosunu kirli bırakıyorsa, elektrik ve su israfına neden oluyorsa, vaktini tvve internet başında öldürüyorsa, ekmek almaya gitmek, pazardan çantalarıtaşımak, evde küçük kardeşine bakmak gibi küçük vazifelerden kaçıyorsa verilen harçlığı yarın kaygısı olmadanhemen tüketiyorsa böyle bir çocuk için okul disiplinine uymak, ödev yapmak, öğretmenidinlemek ve saygı göstermek kolay olmayacaktır. Unutmamalı ki her öğrenci anababasının ve ailesinin fotokopisidir. Esas okul ailedir. En büyük öğretmen anababadır. Aile-çevre ve Okul üçgeninde öğrenci güvende olabilir ancak. Ailedesorumluluk kazandıramadığımız çocuğa okulda, okulda sorumluluk kazandırılamayançocuğa hayat boyu sorumluluk kazandırmak ise imkânsızlaşacaktır. Heröğretmenimizin eğitim yılının ilk dersinde öğrencilere bireysel sorumluluklarımızdanbahsetmesi yararlı olacaktır.

Ülkemizin iki ordusu var. İlim ve irfan ordusu Milli EğitimBakanlığımız, değeri ise milletimizin kahhar gücü silahlı kuvvetlerimiz, GenelKurmay Başkanlığımız.

Her iki ordumuza da Rabbim güç versin. Başarılarını daimetsin.