Dün,(01.08.2017 tarihinde) saat,15.00 sularında, Kahramanmaraş’ın internet haberciliğinin öncüsü kanalmaraş’ın sahibi Mustafa Karaaslan Beyi ziyarete gitmiştim. Baktım ki bütün yerel basın mensupları Kanalmaraş’ın ofisindeler. Olağandışı bir durum olduğunu hemen fark ettim. Mustafa Karaaslan Bey’in aracına bağ yolunda silahlı saldırı yapıldığını, herhangi bir yaralanma ve can kaybı olmadığını öğrendim. Olaya emniyetimiz birkaç dakika içinde müdahale etmiş ve kriminal inceleme başlatmış… Kimin, ne için bunu yapmış olduğu çok geçmeden ortaya çıkar.O zaman daha net bir analiz yapabiliriz.Şunu açık ve net olarak söyleyebilirim ki; “Kanalmaraş” kurulduğu günden beri kaleminin son damlasına kadar kimseden korkmadan gerçekleri yazacağını, gücünü doğru haberden ve hakikatten alacağını, halkın sesi olacağını, yanlışın karşısında dimdik duracağını, yamulmayacağını, gevşemeyeceğini, yılmayacağını hep söyledi. Söylemini eylemlerle de destekledi. Kimsenin cesaret edemeyeceği konuları araştırdı, kişileri ve olayları yazdı. Yazmakla kalmadı hukuken de olayların üstüne gitti. Direndi, mücadele etti. Maddi manevi bedel ödedi. Şeffaf bir toplum, hesap sorulabilir, sorgulanabilir bir yönetim, güvenilir bir basın oluşturmak için gayret etti. Yerel basın ve yerel yöneticiler üzerinde  kurulmak istenen baskıyı ve vesayeti kırmaya çalıştı.Kendisine cesurca bir istikamet çizdi.Ticari kaygıları ikinci planda tutarak. Kahramanmaraş Basınında çalışanların hemen hepsini tanırım. Toplumu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için nasıl fedakârca mütevazı ücretlerle çalıştıklarını, bir haberi hazırlamak için bazen birkaç günlerini verdiklerine şahit oldum. Bazen tehdit ve hakaretlere uğradıkları veya baskı altında kalıp gerçeği yazamadıklarının acı ve ıstırabını çektiklerini de gördüm. Basının içinden birisi olarak, Kahramanmaraşta Bugün Gazetesin’de gönüllü köşe yazarı olarak Mustafa Karaaslan Bey’e yapılan bu menfur  saldırı hepimizi üzmüştür.Basın çalışanlarının her birine ayrı ayrı yapılmıştır. Siyasetin, devlet bürokrasisinin, ticaretin ve halkın sesi olan basının susturulmasına yönelik yapılan bu hain saldırıyı, HAKSEN İL Temsilciliği olarak nefretle kınıyorum. Tekrar etmemesini diliyorum. Mustafa Karaaslan Bey’e ve kanalmaraş ailesine geçmiş oldun diyorum. Güçsüz ve zayıf olanlar, bitmiş ve tükenmiş olanlar saldırganlaşır. Bu saldırıyı her kim planladı ve yaptı ise yolun sonuna gelmişler demektir. Fikren ve hukuken bitmişler demektir. Kahramanmaraş’ın yerel basını, böylesine ucuz saldırılarla susmaz.” Kalem silahtan üstündür.” Ezelden ebede bu böyledir. Olay sonrasında, Mustafa Karaaslan Bey şu açıklamayı yaptı. “Şunu herkes iyi bilsin ki Kanal Maraş’ı asla susturamayacaklar. Bu Menfur saldırıda bana ve oğluma bir şey olmadı. Biz halkın haber almasını yerine getiren kişileriz. Birilerinin veya belli bir grubun bizlere bu şekilde saldırı düzenlemesi, haberlerimizi veya köşe yazılarımızı kaldırmamıza neden olamaz. Sindirme, pıstırma veya korkutma politikasına giden bu kişi veya guruplar şunu bilmeli ki asla ve asla geri adım atmayacağız.” Ben de diyorum ki; “Suskun kalan baskın yer.” “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.”  Hakkın galip gelmesi için hep taraf olmayanlar bertaraf olur. Ve  “kim intikam peşinde ise iki mezar kazsın” sözünü unutmayalım. Kavga kaybettirir. İki Mercedes araba çarpışsa ikisinin de piyasa değeri sıfırlanır…Öldürmeyi göze alan bir kişi ölmeyi de göze almış demektir.Bu da o kimse için bitmişlik demektir,İntihar demektir.