“Teselleme”den başlayalım.Nedir teselleme? Nüktedir,yârenliktir,şakalı anlatıdır. Mizahi öyküdür teselleme.Taşı gediğine koymaktır.Laf kıtlığında asmalar budamak değildir.Kanıt gösterme,nazire yapmadır. Sühendan olan teselleme getirir..Her babayiğidin harcı değildir teselleme getirmek.Cin gibi bir zeka,ağzından bal akıtacak talakat gerektirir.Sühanperdaz olmayan sakın ola ki bu işe soyunmasın.Eline yüzüne bulaştırır. Yüce Tanrı rahmetiyle yarlıgasın, Necmettin abi (Kör Nejmettin) bizim yörede nam salmıştı bu yönüyle.Saatlerce konuşurdu.Sıkılmak ne kelime,dinleyenler ağzının içine bakardı. Bir gün Kayseri’den dolmuşa bindi bizim köylüler.Adı üstünde dolmuş... Tıka basa.Yolculardan biri de Necmettin abi. Necmettin abi aldı sazı eline.Köye kadar konuştu.Lak lakı şak şakı...Nerden baksan 100 km.Kayseri’yle bizim köyün arası. İki saate yakın bir yolculuk.Köye girerken Necmettin abi: “Yahu uşak! Hep ben konuştum.Sağolun,can kulağıyla dinlediniz.İçinizden biri de bir şey anlatsa da dinlesek...” dedi. Bu girizgahtan sonra gelelim Yozgat Tesellemeleri’ne. Varlığı daim olsun Habib Coşkunsoy “Yozgat Tesellemeleri”ni kitaplaştırdı.Kültür Ajans Yayınları, 153 numarayla yayınladı kitabı. Yozgat Tesellemeleri’nde 95 teselleme yer almış.Kitap tam tamına 200 sayfadan oluşmuş. Habib Coşkunsoy “Önsöz”de “Teselleme” ile ilgili geniş bilgi veriyor.Sayın yazarın biyografisi (öz geçmişi) kitabın noktası olmuş. Tüm içtenliğimle söylüyorum: Çok önemli bir çalışma.Kitaplıklarımızda mutlaka bulunması gereken bir kitap Yozgat Tesellemeleri. Ben de naçizane bu vadide kalem oynatıyorum.Ben çok yararlandım.Bazı anlatılarda gördüm ki kişiler farklı olsa da bazı tesellemelerin kurgusu ana hatlarıyla aynı. Bu da anlatıların anonim olmasından,söze dayalı oluşundan kaynaklanıyor. İşte bir teselleme.Boğazlıyanlı Sünnetçi Kör Recep...Yahu Boğazlıyanlı Kör Abbas var bizim bildiğimiz.Beni de bu Kör Abbas sünnet etti. Anam bir tavuk verdi el sağlıklığına...Bir kara güldürü ki ne siz sorun,ne ben söyleyim.Neyse... “Anlat...Anlat!” diyorsunuz meğer, ben bunu başka bir zaman anlatayım. Yazımızı kitaptan aldığım “Seni Kör Recep mi Sünnet Etti?” tesellemesiyle  noktalayalım: “Ankara Otogar tuvaletinde iki kişi yan yana  pisuvara ihtiyaçlarını giderdikten sonra lavaboya,ellerini yıkamaya varırlar.Önce varan,sonradan gelene döner, elini yıkayarak: -Yozgatlı mısın arkadaş? -Evet! -Boğazlıyan’dan mısın? -Evet! -Aşağıtopal köyünden misin? Diğeri bozulmaya başlar. -Evet ama sen beni nerden biliyon? -Dur hele.Seni Kör Recep mi sünnet etti? -O da doğru...İyi de nerden biliyon,onu söyle! -Gardaşım bunu bilmeyecek ne var? Deminden beri hep ayağıma işedin.Ben de Boğazlıyanlı’yım.Bizimki kör tarafına gelince hep yan keser,der.”(*) ..................................... (*)Yozgat Tesellemeleri Habib Coşkunsoy,2012.s.49