Mescit, secde edilenyer anlamına gelir. Secde ise namazın farzlarından biridir. Namaz ise dinindireğidir. Peygamberimiz; Kulun Rabbine en yakın olduğu an secdedir”buyurmuştur.
Mescit dört duvarlaçevrili mekânla sınırlı tutulamaz. Bütün yeryüzü mescittir. Peygamberimiz“Bütün yeryüzü bana mescit kılındı.” Buyurarak, bütün yeryüzünün mescit gibidavet, tebliğ yeri olduğuna işaret etmiştir.
Müslümanlar nasıl birmescitte ibadetlerinde bir imam tayin ediyorlarsa, bütün yeryüzü mescidinde debir imam yani halife tayin etmek zorundadır. Böylece İslam’ın dünya görüşüvardır.
Peygamberimiz(s.a.v) Medine’yegirişinde yaptığı ilk iş Mescid-i Nebi’yi yaptırmak olmuştur. İslam devletinintemelleri bu mescidin manevi temelleri üzerine kurulmuştur. Bu Medine Mescidiİslam mesajının yayıldığı bir mekân oluşturdu. Büyük sahabeler buradanyetişti. Müslümanlar, günlük haftalık veyıllık kongrelerini mescidin içerisinde gerçekleştirirken, insanlığın yönünüdeğiştiren vahyin ışığındaki sünneti oranın minberinden öğrendiler.
Resulullah zamanındamescid insan yetiştiren bir kültür ve hareket merkezi idi. Din ve dünyaişlerinin görüldüğü yerlerdi. Sadece namaz kılma yeri değildi. Müslümanlardinleri ile ilgili bütün ibadetlerini mescitte yerine getirirken, dünyalarınıyönlendiren bütün kararları da mescidingölgesi altında alıyorlardı.
Bugün mescitlerimizve camilerimiz resmi dairelerden farksız olmamalı, Namaz saatlerinde açılancamilerimiz, namaz dışında hemen kapanmamalıdır. Görevlinin ise bir memur edasıyla ve mevki gözetmeden değil de ibadet şuuru aşkıyla yapmalıdır. Bugün doksan bin küsurdin görevlimiz muhatap olduğu cemaatine gerekli İslami mesajı verebilseydi.Ülkemizin durumu çok farklı konumda olurdu.
Camilerin Dinimizdeki Yeri
Camiler toplucaibadet etmek, cemaatle namaz kılmak ve dini ve manevi bol kazançlar sağlamakiçindir. İbadetin yanında kürsüde yapılan vaazlar ve minberde okunan hutbelerve diğer etkinliklerle camiler birer kültür merkezleridir.
Camiler Müslüman toplumlarınayrılmaz bir parçası ve İslam’ın simgesidir. Arapçada, toplayan bir arayagetiren, anlamına gelmektedir. Müslümanların cemaatle namaz kıldığı, toplucaAllah’a ibadet ettiği yerler olan camiler, yeryüzünün en hayırlı ve Allahtarafından en sevimli mekânlardır. Allah’ın evidir. Kabe’nin bir şubesidir.Peygamber Efendimiz(s.a.v); “ Allah’ın en çok sevdiği ve hoşlandığı yerlermescitlerdir. Buyurmuştur.
Peygamber EfendimizMekke’den Medine’ye hicreti sırasında daha Medine’ye varmadan Kuba’da kaldığıgünlerde hemen b ir mescit yaptırmıştır. Medine’ye vardığında ise ilk olarakMescid-i Nebi’yi inşa ettirmiştir. Kendisi de bu inşaatta taş ve kerpiçtaşıyarak bizzat çalışmıştır. Camiye gönül vermenin cami inşa edip yaptırmanınönemine işaret etmiş ve bu hususta “Birkimse, yalnız Allah rızasını umarak, küçük veya büyük bir mescit inşa etse,Allah’ da ona cennetten bir köşk ihsan eder” buyurmuştur.
Cami yaptırmak nekadar önemli ise camileri de yaşatmak o kadar önemlidir. Bu bakımdan Ekimayının ilk haftası “Camiler haftası”olarak kutlanmaktadır.
Camiler, toplumunher kesiminden, genç- ihtiyar, zengin- fakir, makam ve mevki gözetmeden biraraya geldikleri, omuz omuza, gönül gönüle saf tuttukları kutsal mekânlardır.
Camiler sadeceibadet yapılan mekân değil, ilk devirlerde olduğu gibi, din ve dünya işlerininkonuşulduğu, eğitim ve öğretim yapıldığı, ilim halkalarının kurulduğu mekânlardır.
Camiler resulullah’ınve onun yolunda yürüyenlerin bizlere bıraktığı en büyük kültür mirasıdır. Bumirası korumak ve yaşatmak bizlerin görevi olmalıdır.
Caminin önemine aitKuran-ı kerimdeki bir ayette: “Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve âhiretgününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah'tan korkupçekinen kimseler imar edebilirler. İşte bunların doğru yolu bulanlardanolmaları umulur.”Buyrulmaktadır.