Gençlik, büyüyen, gelişen, olgunlaşandır.
Gençlik, çocuklukla erginlik arasında bir köprüdür.
Gençlik, hayatın evrelerinden coşkulu ve çalkantılıdönemdir.
Gençlik, zenginliktir.
Gençlik, delikanlılık(kanı deli) dır. Kanın davranışlaraeğemem olduğu bir çağdır.
Gençler, kendini gençhisseden, ideallere sahip huzur ve mutluluğu elde eden kimselerdir.
Asrımızın sorunlarıolan küreleşme karşısında gençlerimiz kendi kimliğini ve değerlerinikorumalıdır. Bunu koruyabilmek içinde üstün bir şahsiyete sahip olmalıdır.
Küreselleşme,Dünyanın uzak yerlerini birbirlerine bağlayan toplumsal ilişkilerinyoğunlaşması ve biçimleşmesidir.
Küreselleşme, dünyadaki örgüt ve insanların birbirlerinebağlanmasıdır.
Dünya ticaret veyatırımlarının genişletilmesi, iletişim teknolojisinin baş döndürücü hızlagelişmesi, Uluslararası ticari ve insani ilişkiler, küreleşmeye yol açanfaktörlerdir. İletişim teknolojilerisahasında gelişmeler zaman ve mekan engelini ortadan kaldırmaktadır. Uzaklaryakın olmaktadır. Uydu antenleri, televizyon ve internet sayesinde bugüninsanlar duvar ötesini görebiliyor, dünyayı seyrediyor ve haberleşiyor.
Küreselleşme tek bir dünyada yaşadığımız için bütün dünyainsanlarını ilgilendiriyor. İnsanların birbiri ile iletişimi sonucunda kültüreletkileşim zorunlu hale geliyor. Yeni nesil etkileniyor.
Küreselleşme birbakıma kaçınılması kolay olmayan bir seyirdir. İnsanlar dünyada var olduğusürece, başka insanlarla ve başka ülkelerle iletişime girmek zorundadır. Bukaçınılmaz olmuştur. Bu iletişim ve etkileleşim Hz. Adem’den bu yana devametmektedir. Teknoloji çağında da hız kazanmıştır. İlim teknik ve yeni teknolojiile tanışmak için küreleşmeden yararlanmak ve katkıda bulunmak için çokçalışmak, çabalamak ve gayret sarf etmek gerekir. Önemli olan küreselleşmeniniçerisinde erimeden, yok olup gitmeden, küreselleşmeye yön veren güç ve kuvvetesahip olarak kimliğimizi yitirmeden varlığımızı sürdürmeliyiz. Bu bakımdan dinive milli değerlerimize sahip çıkarak yaşamaya ve yaşatmalıyız.
Bu durum karşısında gençlerimizin, yeninesillerin milli ve manevi değerlerini korumaları, sahip çıkmaları başkalarınınkültüründen etkilenmememsi açısından önemlidir.
Değerler, birtoplumda kabul edilmiş, benimsenmiş yaşatılmakta olan her türlü duyuş, düşünüş,davranış ve kıymetlerdir. Değerleri, Dini,ahlaki ve milli değerler gibikısımlara ayırmak mümkündür.
Dini değerlerkaynağını dinden almıştır. Dinin kaynağı ise Kur’an-ı erim ve Hadis-i şeriflerdir.
Ahlaki değerlerevrensel değerlerdir. Kaynağı dine dayanır. İslami açıdan dine dayanmayanahlak, ahlak değildir. İnsanın ahlaken yükselmesi Ku’anın ve Hz. Muhammed’inahlakını kendisine örnek almasıyla mümkün olabilir. Hz. Muhammed insanlar içinen güzel örnektir.
Milli ahlak, birmillete ait olan ahlakın bütünüdür. Milli seciyedir, milli karakterdir.
Vatan sevgisi: Üzerinde bir milletin yaşadığı, uğrunda canverilen, şehit kanı ile sulanan kutsal toprak parçasıdır. Vatan sevgisi imandangelir. Peygamberlikten sonra en yüksek mertebe olan şehitlik mertebesine buyoldan ulaşılır.
Bayrak: Vazgeçilmeyen değerlerden biride bayraktır. Bayrakbir milletin bağımsızlığının sembolüdür. Uğrunda can verilecek kadarmanevileşen bayrak,kutsal bir mahiyet kazanmıştır. Al bayrak, rengini şehitkanından almıştır. Bir millet bayrağına değer verir. Bu değere bağlılıkkurtuluş ve bağımsızlığı sağlar. İstiklâl savaşında Kahramanmaraş’ta yaşananbir bayrak olayı vardır. 1919 da akşam, Ermeni Hırlakyan’ın evinde eğlenceyekatılan Fransız komutan, (dans edebilesi için) kaledeki Türk Bayrağı yerineFransız bayrağının çekilmesini emreder. Cuma sabahı kalede Fransız bayrağınıgören cemaat, Ulu camide toplanır. Cumayı kıldırmak için hutbeye çıkan Rıdvanhoca, hutbeye başlamadan “Bayraksız namaz kılınmaz. Hür olmayan insanlara Cumanamazı kılmak farz değildir.” Der. Bu durum karşısında cemaat camiyi boşaltır.Kaleye doğru hücum ederler. Kaledeki Fransız bayrağını indirerek Türk bayrağınıyeniden dikerler. Cuma namazı hür olmanın işareti olarak Türk Bayrağınıngölgesinde kılınır.
Küreselleşen dünyadasöz sahibi olabilmek için şahsiyetli değerlerini yitirmeyen yeni bir nesilyetiştirilmelidir. İnandığı değerleri yaşayan bir nesil bulunduğu her yerdekimliğini korur. Vatana, millete, dine ve devlete sahip çıkar.
Dini ve milli değerler yeni nesillereverilmeli ve gelecek nesiller aktarılmalıdır. Bu hususta ailenin ve okulun rolübüyüktür. Değerlerin çocuğa verilişi anne karnında başlar. Anne adayının yediğiiçtiği ve aldığı gıdalar çocuğa etkilidir. Çocuğa söylenen ninniler, kahramanlıktürküleri, dinletilen musikiler, giydirilen giysiler değerlerin kazanılmasındaçocuğa etkilidir. Ailede yaşanan dini ve milli değerler küçük çocuklaraörnektir. Ailede çocuğa dilini öğretildiği kadar dini ve milli değerler deöğretilmelidir. Okullarda ise bu devam edilmeli değerler eğitimi aksatılmadanyürütülmelidir.
Genç nesillerimiz,değişen ve kürelesen dünya karşısında kimlik ve kişiliğini kaybetmeden, diğermedeniyetleri araştırarak, kendi kültür ve medeniyetini korumasını bilmelidir.Buda, okuma, bilgi edinme ve kendi kültürünü yaşama ve yaşatma ve milli vemanevi değerlere sahip çıkmakla olur.
Gençlik, geleceğintohumudur. Gençlerimiz, maddi ve manevi bütün varlığımızı teslim edeceğimizvarislerimizdir. Milletlerin kaderi yetişmekte olan genç nesillere bağlıdır.Eğer gençler ihmal edilirse, milletin geleceği tehlikeye düşer, geleceğikaranlık olur.
Gençler meyvevermeye müsait bir fidan gibi olduğu için, devamlı bakım ve kontrol etmek,terbiyesi ile meşgul olmak ve onlara iyi fikirler aşılamak gerekir. Vatan veillet sevgisi, milli ve manevi değerlere bağlı, milli seciyeye sahip birnesilden hiçbir zaman tehlike gelmez. Gençlerini iyi yetiştirmeyen milletlerhuzursuzdur ve anarşi ve terör kıskacındadır.
Dinimizinmuhafazasını hedeflediği değerlerden biri de neslin korunmasıdır. Neslikorumak, onları zararlı alışkanlıktan uzak tutmak ve onlara nitelikli bireğitimle mümkün olur. Gençleri zararlı alışkanlıklardan korumak ve eğitmek,neslin güvenliği açısından önemli bir sorumluluktur. Önce aile sonra toplum vedevlet, neslin maddi bakımdan koruduğu kadar manevi bakımdan da destekleyipkorumalıdır.