‘’Hayat’’ diyor Kierkegaard ‘’geriye doğru anlaşılır ama ileriye doğru yaşanır’’.
Her şeyin son süratyaşandığı, televizyonun ve sosyal medyaların bir eğitim kurumuna dönüştüğü bir çağda evlenmek eylemi;anlamını,varlığını ve işlevini ne kadar koruyabilmiş durumda? Evlenmek ve ailekurmak, yaşadıkça anlamsahamızda yer bulan hayatın neresinde? Evlenip aile kurmayı hangi alt başlıklaraltında gündemimize alıyoruz, bu gündemlerde kendimize ne kadar yerbulabiliyoruz? Yaşadığımız çağın gençleri evlilik ve aile kurmak kavramlarındanne anlıyorlar? Bu kavramlar genç yaşta evlenip de hayatımı karartamam diyen gençlerin zihin dünyasında nasıl bir yankıya sahip?
Her geçen gün dizilerde,sosyal medyalarda ve sondakika servis edilen haberlerde toplum evlilik dışı hamileliklere ve ilişkilerealıştırılıyor. Kayınbabanın damadıyla yaşadıkları, evli bir erkeğin evil başkabir kadınla yaşadıkları ve evlilik dışı yaşanan flört ilişkilerinin diziler, reklamlarve sosyal medya araçlarıylayayılması gençlerin zihindünyasında bir yıkıma sebep oluyor. Bugün biz evlilik kavramını zaman ve mekankaybı, stres ve sıkıntı gibi kavramlarla beraber anıyoruz. Büyüklerininevlenmek için henüz yaşın küçük, işin de yok demesiyleçareyi flört yapmakta bulangencin zamanla hata yapma potansiyeli artıyor ve bir kimlik bunalımına giriyor.Böylece evlilik dışı ilişkiler yayılıyor ve normalleşiyor.
Gençler için ‘Evlilik Okulu’ adı altında seminerler veriliyor. Katılanların yaşortalaması 35 üstü. Onlar da evliler zaten. Peki gençler nerede? İhtiyaç olup olmadığına bakmadan sorgusuz sualsizalışveriş yapan ve hesabı aralarından birine ödetmek için çirkinlik ve ahlaksızlıkta sınır tanımayan ve bunu da videoya çekip yayınlayan youtuber’larınpeşinde olabilirler mi?
Bugün stk’lar daeğitimciler de yaptıkları seminerler, okul, müze ve piknik gezileriyle gençlerin konuştuğu diliyakalayamıyor. Onları yakalayıp dikkatlerinin çekecek yeni bir dil geliştirmiyorlar. Bugün hangi stk gençlere evlilik hakkındayönlendirmelerde bulunuyor? Neden evlenme yaşı gittikçe artıyor? Allah insana yaşamak gibi ağırbir sorumluluk yüklemişken ‘büyükler’ neden evlenme konusunda gençlere yardımcı ve yönlendirici olmuyor?Aslında bütün bu soruların altında yatan sebep, bugün Türkiye’de evlenmekisteyen gençlerin evlilikkriterleri nelerdir, sorusunun cevabında yatıyor olabilir.
Bu sorunun peşindekoşarken Malezyalı Müslüman babaların kızlarına eş bulmak için uyguladıkları yönteme takıldım. Damat adaylarınınmüstakbel kayınpeder ve kayınvalideler tarafından mülakata alınmasına imkan tanıyan ilginç birsistem kurulmuş. Yılda bir kez uygulanan bu sistemde beğenilen ve seçilen gelin değil, damat oluyor.Sistemin en ilginç yanı da bu. Beğenilen damat adayları, İslam’ı ne kadaryaşadıklarına, dini bilgi düzeylerinden maddi durumlarına ve siyasi görüşlerinekadar sorguya çekiliyor.Mülakat sona erdikten sonra damat adayı sınavı geçerse aileler tanışıyor ve evlilikaşamalarına geçiliyor.
Doğrudur , sevgininresmiyet kabul etmediği. Ancak sevgi ve aşk kavramlarının da evlilik kavramıgibi gençlerin zihindünyasında anlamını yitirdiğini unutmamak gerekir. Onların konuştukları,anlaştıkları dili yakalayamadığımız müddetçe onları bu bilinçsizyitirilmişlikten kurtaramayacağımız da unutmamak gerekir.