Dinde dua ve ibadetlerle elde edilmeye çalışılan bolluk, genişlik ve hayır anlamına gelen dini bir tabirdir.
Bereket; olduğundan, alışılandan çok daha fazla olma durumu, bol verim, bolluk
Bereket; İyi ve hoş karşılanan bir şeyin süreklilik arz edişidir.
Bereket kavramıyla insan, hayvan ve daha sonraları zaman zaman aşırı bir şekilde çoğalan tarla mahsulleri arasında ilgi kurulması en eski kültürlerden itibaren bütün topluluklarda görülmektedir.
Kur’ân-ı Kerîm’de bereket kelimesi üç âyette çoğul olarak berekât şeklinde geçmekte, ayrıca yirmi dokuz âyette aynı kökten türeyen isimler ve fiiller bulunmaktadır. Kur’an’da geçen “berekât” kelimelerinden biri “rahmet”, diğeri “selâm” kelimesiyle birlikte zikredilmiştir
Kur’ân-ı Kerîm nelerin, nerelerin, kimlerin bereketli ve mübarek olduğuna dair bazı örnekler vermektedir. Buna göre canlıların rızkını sağlayan yeryüzü bereketlendirilmiştir (A‘râf 7/137; Fussılet 41/10). Buyrulmuştur.
Bereket kelimesi hadislerde de yaklaşık aynı mânaları ifade edecek şekilde kullanılmıştır. Meselâ bir hadiste yağmur “gökten inen bereket” olarak nitelendirilmektedir (Müsned). Bereketle ilgili başka bir hadisin meâli de şöyledir: “Sahura kalkın, çünkü onda bereket vardır” (Buhârî, “Ṣavm”, Müslim, “Ṣıyâm”, Tirmizî, “Ṣavm”,
Bereketi konu edinen âyet ve hadislerin incelenmesinden anlaşılacağı üzere bu kavram insanların gerek dünyaya gerekse âhirete yönelik kazanç veya kayıplarını ilgilendirmektedir. Buna göre mümin her türlü hayrın, nimet, bereket ve bolluğun Allah’ın kullarına bir ikramı olduğuna inanır, dua, niyaz ve dileklerinde daima O’na yönelir, her şeyi O’ndan ister, her hayrı O’ndan bekler. Böylece iç dünyasında güven ve huzura kavuşur. Onun bu inancı davranışlarına da yansıyarak kâmil bir insan olmasını sağlar.
Müslüman Türkler’in dinî kültüründe bereket kavramının ayrı bir yeri vardır. Alışverişte satıcının “Allah bereket versin” demesi, yemek üzerine varanın “Bereketli olsun” temennisinde bulunması, darlık, kıtlık, kuraklık zamanlarında “Betbereket kesildi”, “Bereket kalktı” şeklindeki ifadeler buna örnek olarak gösterilebilir.
Adamın biri İbrahim Ethem ile tartışır ve; Bereket diye bir şey yoktur, inanmıyorum der.
İbrahim Ethem: Koyunları ve köpekleri görüyor musun? der.
Adam: Evet.
İbrahim Ethem: Hangisi daha çok doğurur?
Adam: Köpekler yediye kadar, koyun ise en fazla üçüz doğurur der.
İbrahim Ethem: Etrafına baktığında hangilerini daha çok olduğunu görürsün?
Adam: Koyunlar çoktur der.
İbrahim Ethem: Peki, sürekli kesilen ve sayısı azalan koyun değil mi?
Adam: Evet der.
İbrahim Ethem: İşte bereket budur!
Adam: Niye böyle olur Koyun neden köpeklerden daha fazla olur? diye sorunca;
İbrahim Ethem der ki:
Çünkü koyunlar gecenin ilk saatlerinde yatar, şafaktan önce de kalkarlar.
Böylece rahmet saatini idrak eder ve üzerlerine bereket yağar.
Ama köpekler, gece boyunca havlarlar. Sonra şafak vakti yaklaştığında düşer yatarlar. Böylece rahmet saatini idrak etmezler ve bereketleri alınır.