Her şey yolunda giderken, insanlar işlerinden gelmiş evinde otururken, bir çocuk babasıyla oyuna dalmışken, internette selfie çekilip paylaşımda bulunurken, insanlar eş ve dostlarıyla çaylarını içerken, tatilde kitabını ve gazetesini okurken... Kısacası hayat güzel ve bizler kendimizi güvende hissediyorken bir an da gece vakti ülkemizde ürpertici bir durum oldu. Kimse ne olduğunu anlamadı. Bu olayın ilk halini yaşayanlar,  Istanbul Boğaz Köprüsü’nde trafikte kalan vatandaşlarımız oldu. Bir an da güvensiz ve savunmasız kaldık. Panik ve korku hakim olmaya başladı. Bizim asil milletimiz olayın ne olduğunu anlamak için olay yerine gittiklerinde ciddi bir durumla karşı karşıya kaldılar ve vatanlarını kurtarmak için kendilerini feda ettiler ve tarihe geçen vatanseverliklerini gösterdiler. Sabah kalktığımızda yüzlerce şehit haberiyle ve ülkemize darbe yapma girişimiyle uyandık. Kimimiz ne olduğunu anlamadı, kimimiz sosyal medyada yorumlar paylaşmaya ve olayı anlamaya çalıştı, kimimiz bunun bir tiyatro olduğunu düşündü ve kimimiz şok geçirdi… İnsan olarak beklenmedik bir olay karşısında hepimiz travmatize olduk. Kendimizi güvende hissettiğimiz o duygu yerle bir oldu ama bize güven veren ve acılarımıza katlanmamıza yardımcı olan tek düşüncemiz vardı “ Vatanı uğruna darbeye karşı tek yürek”. Bazen küçük bir grup olarak bir şeyle mücadele etmenin ötesinde milletçe darbeyle mücadele etmek belki de yaralarımıza katlanmamıza en büyük sebepti. Üzüldük; çünkü ülkemiz ramak kala bir savaştan kurtuldu. Sarsıldık ama yılmadık. İçimizdeki Türk kanı bize yeten ve acımızı dindiren, mücadele ruhumuzu ortaya koyan şey oldu. Bu ülkede demokrasi kolay elde edilmedi. Bu kutsal onurlu demokrasi mücadelemiz elbette kolay kaybedilemezdi. Hangi görüşten olursa olsun herkes tek yürek olup bu durumu aştık. Peki, darbe sonrası bizlere ne oldu? Travmatik bir olay yaşadık. Travma ne demek? Travmatik olay dediğimizde, insanın kendisinin ya da sevdiklerinin fiziksel ya da psikolojik bütünlüğüne bir tehdit oluşturan, ani ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan, korku, çaresizlik ve dehşet gibi duygulara yol açan, olumsuz, stresli yaşantılarıdır. Travmatik olayları ikiye ayırabiliriz. Bunlardan ilki, doğal yollarla oluşan travmatik olaylardır. Örneğin, ülkemizde de ne yazık ki çok acı örnekleri yaşanmış depremler, seller ya da kasırgalar, yanardağ patlamaları doğal yollarla oluşan travmatik olaylardır. İkinci grup ise insan eliyle oluşan travmatik olaylardır. Burada da; çeşitli kazalar ve patlamalar gibi kaza ile oluşan ve savaşlar, katliamlar, soykırımlar, tacizler, tecavüz, terör eylemleri gibi bilerek ve amaçlı yapılan travmatik olayları örnek verebiliriz. Travmatik bir durumundan sonra, maruz kalanların ya da tanık olanların çeşitli fiziksel, ruhsal ve sosyal uyum problemleri yaşamaları olağandır. Bu durumdan sonra “ hayatta her şey güvensiz, kimseye güvenmemeliyim, savunmasızım.” Düşüncesini bir süre aklınızdan atamayabilirsiniz.  Bazı şeylere hassaslaşmaya başlarsınız; “ pat” sesi gelse acaba bomba mı dersiniz? Kısacası yaşadığımız o güvensizlik hissiyle her şeyi yorumlamaya başlarız. İlk zamanlarda bu duygular yoğun yaşanır. İşe gitmek ya da bir şey yapmak istemezsiniz. Savaş çıkabilir korkusuyla Atm’lere gidip para çekersiniz. Zaten ülkeniz karışık ve her an her şey olabilir diye düşünerek kendinizi güvenceye almaya çalışırsınız. Krizi yaşayan ve izleyenler yani toplumsal olarak hepimiz bu durumdan etkileniriz ama herkes farklı farklı yaşar bu durumu. Ülkemizde bu durumun önlemi alındı ve çok şükür şu an kendimizi güvende hissedebiliriz. Biliyorum çok korktunuz ve hala belki de bu durumu atlatamadınız ama soğukkanlı olun. Güvenlik güçlerimiz ve polislerimiz ve tüm ülkemiz bizleri korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Kendinizi korumak adına sosyal medyadaki asılsız ve moral bozucu paylaşımlardan uzak durmak iyi gelebilir. Sürekli haberlerin başında tetikte beklemek de sizi yorabilir. Haber izleme sıklığınızı azaltabilirsiniz. Ailenizle daha fazla vakit geçirip “ güvende hissetmek” duygunuzu tazeleyebilirsiniz. Hayat devam ediyor ve bu yaşadığımız travmada el ele ve hep birlikte bir olmaya ve birbirimizi destekleme vakti.  Her şey geçti ve bir daha aynısı yaşanmayacak. Şimdi, yaşama sımsıkı sarılma vakti.