Eş rolünüüstlenen kadın, hem gelin hem anne hem eş hem ev hanımı rolleriniüstlenmektedir. Evli kadının üstlendiği roller ciddi sorumlulukla kadınıçevrelemektedir.

Ev içi görevler, kadının yükümlülüklerini erkeklere göredaha da artırmaktadır. Çalışan kadınlar, kreşe, çocuk yuvalarına çocuklarınıgöndermek suretiyle kısmen anneliğin gereklerinden feragat etmektedirler.

    Evlilikle biraraya gelen eş statüsü, kadın ve erkeğe birlikte yaşama sorumluğuyüklemektedir. Evlilikte daha çok sorunlar, evlilikte eşler arasında denkliğiniyi kurulmayışından ileri gelmektedir. Dinimizde eşler arası denklik(küfüv),evlilik öncesinde aranması tavsiye edilmektedir. Eşler arasında denklik, ailemutluluğunun devamı için önemlidir. Peygamberimiz bir hadisinde ; “ Kadın dörtşeyi için nikâhlanır. Zenginliği(malı),soyu(asaleti),güzelliği ve dini(ahlakı).Sen dindar olanı seç ki hayatın bereketlensin(mutlu olasın).”(Müslim)buyurmuştur.

ANNE OLARAK KADIN

    Kadın anneolunca, aile içinde, çevresinde ve toplumda statüsü ve rolleri daha da değişir.Sorumluluğu daha da artar. Çünkü dinimizde annelik yüce bir makam olarak kabuledilmiştir. Peygamberimiz annelerin yüce makamına işaret ederek; “ Cennetannelerin ayağı altındadır.”(Nesai) Buyurmuştur.

  Dinimizde evlilik tavsiyeedilmiş, çocuk sahibi olma özendirilmiş ve annelik yüceltilmiştir. Evlilikteeşlerin çocuklarının olmaması boşanma sebebi değildir. Bir imtihan vesilesidir.

ŞİDDETİN ÖZNESİ VE NESNESİ OLARAK KADIN

   Aile içi şiddettenfiziksel gücü kadına göre daha fazla olan erkekten kadına(eşine uyguladığışiddettir. Şiddet, kaba güç kullanma anlamına da gelir. Fiziksel şiddetinyanında sözlü ve duygusal şiddette vardır.Şiddet sadece erkeklerin kadınlarauyguladığı sözlü ve fiziksel(fiili) bir baskı değil,Aynı zamanda kadınlarınerkeklere(eşine),çocuklara ve kadınların kadınlara uyguladığı baskı ve kabagüçtür. Bu durumda kadın şiddetin sadece nesnesi değil, aynı zamanda öznesidurumundadır.

   Eşler arasıilişkilerde sözlü şiddet, küfretme, bağırma gibi karşısındakini aşağılamaifadeleri ile kendini gösterir. Duygusal şiddet de manevi baskı altında tutma,karşı cinsin isteklerini ve düşüncelerini önemsememe gibi kendinigösterir.Eşler arasında aile içinde baş gösteren bu aile içi şiddet, çocuklara kötüörnek olur.

  Dinimiz hem kadının hem deerkeklerin birbiri ile ve çevresi ile olan ilişkilerinde Allah korkusununolmasını ve yapılan davranışlardan hesaba çekileceğini bildirmektedir. Böyleceaile içi şiddetin olmamasını ve eşler arasında nazik davranılmasınıistemektedir. Eşlerin birbirleri üzerinde hak ve sorumlulukları olduğubildirilmektedir. Peygamberimiz bir hadisinde; “Mü’minlerin iman bakımından enolgun olanı, ahlakı en güzel olanlarıdır. Sizinde en iyileriniz,hanımlarına iyidavrananlarıdır.”(Tirmizi) Buyurmuştur.

EĞİTİM VE KADIN

    Güçlü vegelişmiş bir toplum, toplumdaki fertlerin bilgi ve eğitim düzeyleri ileyakından ilişkilidir. Kadın sorunlarının başında da eğitimsizlik yatmaktadır.Ülkemizde, kadınların okuma yazma bilmeyenlerin oranı erkeklere göre fazladır.Bunun da nedeni kız çocuklarının çeşitli nedenlerle okula gönderilmemesidir.Halbuki dinimiz; “Kadın ve erkek ilim tahsil etmeyi farz kılmıştır.”(ibn Mace),“ilim, mü’minin yitik malıdır. Nerde bulursa alır.”(Tirmizi) ve Kuran-ı Kerimdede;” Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(zümer,39/9) Buyrulmuştur.

  Eğitimli olmayan kadınlar,tarihin aktif öznesi olmayarak, pasif nesneleri konumunda olacaklardır.Eğitimsizlik kadını esaret kıskacına alacaktır. Bu bakımdan eğitimli bir aileolunmalı, toplumun huzur ve sükûnu sağlanmalıdır. Çünkü bilgili olan güçlüdür.Güçlü toplumlarında kalkınması daha kolay olmaktadır.