Bugün İsrail devleti Filistin'e yaptığı saldırılarla bir insanlık suçu işliyor. Dünyada bunu sessizce dinliyor. İslam ülkelerimde buna sessiz kalıyor. Bunu yapanların insanlıkla alakası yok. Çocuk, kadın, genç hiç bir ayrım yapmadan insanların kafalarına sürekli bombalar yağdırmaktalar. Hasta haneler, sığınma alanları camiler, kiliseler, ibadet yerleri fütursuzca bombalanıp tahrip ediliyorlar. Bu bir savaş olamaz. Savaş iki askeri güç arasında olur. Masum insanları katletmekle olmaz. Masum sivilleri aç, susuz ve ilaçsız bırakmakla olmaz. Bu nasıl bir savaş. Bu nasıl bir insanlık Tüm dünya sessiz kalıyor. Bunun bedelini bizler  insanlı olarak öderiz...

  2,5 ay dır devam eden Gazze de 20 binden fazla şehit verilmiş, bunun yarısı kadın ve çocuklardan ibarettir. 8 binden fazla şehit kayıptır. Enkaz altındadır. Aileler birbirine şehit olmayıp kalan çocukların bakımı için vasiyet etmektedir. Çocuklar bombanın tesiri ile paramparça olmakta, tanınamaz biçimde olduğu için Aileler şehit olan çocukları tanımak için ellerine ve bacaklarına ismini yazmakta kalmışlardır. Her çocuğun başına kilosundan fazla ağırlıkta bomba yakmaktadır.5o binden fazla evler yıkılmıştır. Kahramanmaraş'taki depremde 7 binden fazla ev ve işyeri yıkıldığı bildiriliyor

Korkuyoruz Allah(cc) gazabından, sessiz kalışımızdan, başımıza bir musibet gelmesinden Pandemideki musibetlerin neden başımıza geldiğini bilebiliyor muyuz?

   İnsanlığı Filistin'de ki masumların ahı tutacak Allah'ın azabı bu zulme kör, sağır dilsiz olanları yakalayacak..

Kassam Tuğayları

   Bir Osmanlı alimi olan İzzettin Kaysam adına kurulmuş olan bir Tugaydır.

   Cihan harbinde Osmanlı ordusunda vazife alır.1. cihan harbinden sonra Filistin'e gider.İngilizlere, Yahudi Siyonistlere karşı büyük bir cihadı başlatır. İngilizler İzzettin kaysam ve talebelerini durduramayınca Londra'ya yazı yazar. İngiliz özel askerinden 500 asker gönderirler. İzzettin Kaysamı bir köyde kuşatırlar. Yanında on kusur talebesi vardır. Saatlerce çarpışırlar, vuruşurlar. Çatışma devam eder. En son döner askerlerine derki; " Dünya mücadelesi buraya kadar. Şehit olarak yüce Allah'ın huzuruna gitmeye  hazırmışsınız?"[W11] [W12] [W13]  Çatışmanın sonunda Bir bir onlar şehit düşüyorlar. İzzettin kaysam hazretleri burada şehit olur.

Gamzenin tarihi; Gazze'ye Yeryüzünün izzetli yeri manasına Gazzetül arzul izze, Peygamberimizin Haşimi dedesinin Gazze de vefatından dolayı, peygamber sevgisinden dolayı Gazzetül Haşimi denilmiştir.

    Filistin 1517 de Osmanlıların eline geçiyor.1917 de elden çıkıyor. Tam dört yüz sene Osmanlı hakimiyetinde kalıyor. Elden çıktıktan 31 sene sonra 1948 de Filistinde İsrail kuruluyor. Ne gariptir ki 400 sene elinde tutan Filistin'de İsrail devletini de ilk defa Türkiye tanıyor. İsraillin kurulmasının temelleri Gelibolu da atıldığı söyleniyor. Çünkü Çanakkale savaşlarında İngilizlerin yanında yer alan, onlarla beraber savaşan Yahudi Siyonistler, İsrail devletinin kurulması için söz aldığını tarihçiler yazıyor.

Napolyon a vurulan Osmanlı Tokadı

Fransa'dan Gazze'ye kadar bütün savaşları kazınıp Gazze'ye Gelen Fransız kralı Napolyon, Gazze'nin yakın komşusu olan Akka kalesini kuşatır. Planı Akka kalesini aldıktan sonra Fransa'dan Hindistan'a kadar tüm topraklarda hüküm sürmekti. O zaman Filistin topraklarının yönetimi Cezzar Ahmet Paşa[1]da dır. Napolyon kuşatmaya başlamadan önce bir mektup yazar. İhtiyar teslim olursan canını bağışlarım. Ömrünün sonuna kadar ibadet edebilirsin. Cezzar Ahmet paşanın cevabı ise Türklerin kulaklarına küpe olacak niteliktedir. Kalan birkaç günlük ömrümü küffar ile cenklerde harcarız. Şehit olmadan size bir karış toprak bile vermem.

65 gün süren kuşatma sonunda on binden fazla Fransız askeri ölmüş. Napolyon'un ihtiyar diye küçümsediği Cezzar Ahmet Paşa'dan Osmanlı tokadını yemiştir. " Kader beni Akka'da ihtiyar bir Türkün oyuncağı etti "Napolyon'un ağzından çıkan bu söz Onun yenilmezliğini bitiren savaştan sonra söylenmiştir. Ve "Türkün hüküm sürdüğü hiçbir toprak işgal edilemez."


[1]Cezzâr Ahmed Paşa

       Cezzar Ahmed Paşa (ö. 7 Mayıs 1804,  Napolyon Bonapart'a karşı Akka Kalesi'ni savunmasıyla ünlü Osmanlı veziri. 

      Muhtelif kaynaklarda doğum yılının 1720, 1722 veya 1735 olduğu ileri sürülmektedir. Aslen Bosnalı'dır. Gençliğinde İstanbul'a giderek Hekimoğlu Ali Paşa'nın hizmetinde bulundu. 1756'da onunla birlikte Mısır'a gitti. Hekimoğlu Ali Paşa Mısır'dan ayrıldıktan sonra Mısır'da kaldı

Cidde yöresinde isyan eden Bedevilere karşı savaşlara katıldı. Misilleme olarak 70 kadar Bedeviyi öldürdü. Bu nedenle kendisine Arapça 'da "deve kasabı" anlamına gelen Cezzar lakabı takıldı Osman Paşa'nın hizmetinde bulundu. Akka'ya yerleşti

1775'te Akka Muhafızlığına, kısa bir süre sonra da vezirlik verilerek Sayda Beylerbeyliği'ne getirildi. Lübnan, Ürdün ve Filistin'deki karışıklıkları yatıştırdı. Bu başarıları nedeniyle Şam Beylerbeyliği'ne atandı. Napoléon Bonaparte komutasındaki Fransız Ordusu 1798'de Mısır'ı işgale başlayınca, Osmanlı Devleti Cezzar Ahmed Paşa'dan bölgede yığınak yapmasını istedi. Bu arada Bonaparte, El-Ariş, Gazze ve Yafa'yı işgal etmiş, Mart 1799'da Akkâ önüne gelmişti. Ancak, iki aydan fazla süren kuşatma, Osmanlı Donanması ve Nizam-ı Cedid ordusundan destek gören Cezzar Ahmet Paşa'nın güçlü savunması karşısında başarısızlıkla sonuçlandı. Napoléon, 21 Mayıs 1799'da Akka'dan çekilmek zorunda kaldı.

      Cezzar Ahmed Paşa'nın karşısında ilk yenilgisini yaşayan Napolyon: "Akka'da durdurulmasaydım, bütün Doğu'yu ele geçirebilirdim!" sözünü söylemiştir. Cezzar Ahmed Paşa ise 1804'te ölümüne kadar Akka Beylerbeyliği görevini yürütmüştür.