Erişilemez birsanat esri olan insan, sanatkârını bilmek zorundadır. İnsan aynaya bakar, aynalardoğru söyler, ne söylerse yüze söyler. Ama kendisini göremez. Bize gösterir.İnsanların manevi yönü vardır. Sevinçleri, üzüntüleri vardır. Bugüne kadarsevinçleri ölçen, günah kirliliğini temizleyen, veballeri ölçen bir aletbulunamadı. İnsan yüz şekilleri ne kadar çeşitli ise o kadar da karakter çeşidivardır.

    İnsanın inanmayönü vardır. İman insanı insan eder belki de sultan eder.             Bazı insanlar Allah’ın verdiğiakılla ilim ve sanat öğrenip, para kazanıyorlar. Yine Allah’ın verdiği akıllaAllah’a isyan ediyorlar.

    Etten yapılmış diltat alıyor.göz görüyor..Beyin problem çözüyor ve düşünüyor.Mide yediğimizetleri hazmediyor, kendini eritmiyor. Organlarımızı yaratan Allah, onlara canvermiş yaşatıyor. Bu güne kadar insanlık bir canlı organizma yapamadı.

İnsan yerine göre melekten yüce, bazen de hayvandanaşağıdır.

İnsan, cansız topraktan hâsıl olmuştur.

İnsan, fani gözle görmüyorsa, ruhunu inkâr etmemelidir.

Duvarın ötesini göremeyen insan her şeyi bildiğinizannetmemelidir

İnsan topraktan yaratılmıştır, çamurlaşmamalıdır.

Aciz olan insanın övünmeye hakkı yoktur.

İnsan karnını doldurduğu gibi ruhunu da doyurmalıdır.

İnsan günahkârdır. Yaratanına sığınmalıdır.

İNSAN VE RUH

     İnsan, beden veruhtan meydana gelmiştir. İnsanın başı gövdesi, kol ve bacakları vardır. Bütünbunlar insan bedenin yapısı ile ilgilidir. Fakat insan et ve kemik yığınıdeğildir. İnsanı insan yapan asıl öğe onun ruh yapısıdır. İnsan kızar, öfkelenir,sever, sevinir, heyecanlanır, düşünür, konuşur, inanır. Bütün bunlar ruhsalolaylardır. İnsanda bu ruhsal olayların varlığı inkâr edilemez. Ruh bilimi adıaltında bilim dalı da vardır.  Bütünbunlar insanda bedenin yanında ruhu da vardır.

 Bedenimizi beslemekiçin gıda ister, ruhta öyledir. Ruhunda gıdaya ihtiyacı vardır. Bedenin gıdasıbesinlerdir. Ruhun gıdası ise, inanç, bilgi, sevgi ve doğruluktur. Ruhumuzubeslemek için Allah’ın varlığına inanmak ve O’nu sevmekle olur? Niçinbedenimizi beslemek için her çareye baş  vururuzda, ruhumuzu beslemeyi ihmal ederiz?

   Biz bedenimizi elletutup, gözle görürüz.  Ama ruhumuzu elletutup, gözle göremeyiz. Görmediğimizden dolayı manevi varlıkları inkaredemediğimiz gibi, ruhun varlığını da inkar edemeyiz. Kızmak, sevmek,ağlamak,öfkelenmekgibi olaylar ruhun belirtilerini gösterir. Ruhsal olaylar nasıl ruhunvarlığının delili ise, kainatın varlığı da yüce Allah’ın varlığının delilidir.

İNSAN BEDEN VE RUH

   İnsan beden veruhtan oluşmaktadır. İnsan, varlıkların en değerlisi  ve en olgunudur. İlk insan ve insanlığınatası olan Hz. Adem(a.s) topraktan yaratılıştır. Ayet-i kerime de , “Gerçek şuki biz insanı çamurdan süzülmüş bir özden yaratıyoruz.”(Mü’minun,12)Buyrulmaktadır.

  İlk insan olan Hz.Adem(a.s), topraktan insan suretinde yaratıldıktan sonra artık ona ruhüflenmiştir. Bu durum ayeti kerimeler de; “Sonra ona düzgün bir şekil vermiş ve kendi ruhundan ona üflemiş, sizikulak, göz ve gönüllerle donatmıştır. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”(Secde,9)“Ona tam şeklini verip ruhumdan da üflediğim vakit siz de hemen onun içinsecdeye kapanın."(Sad,72) Buyrulmaktadır. Ruhun, bedeninçeşitli evrelerden geçtikten sonra yaratıldığı anlaşılmaktadır.  Böylece ruh ve beden ilişki kurmuştur. Ruh, insandave hayvanda canlılığı sağlayan bir unsurdur. Birliktelikleri ile canlılık, ayrılıklarıile de ölüm vaki olmaktadır. Ölüm sonrasında, beden çürüyüp toprağa karışırken,ruhta ruhlar âlemine(berzah âlemine çekilmektedir.

  İnsanı canlı tutan,ayakta kalmasını sağlayan ruhi yönüdür. İnsanın yaşaya bilmesi için bedenininyemeye ve içmeye yani gıdalara ihtiyacı olduğu gibi, ruhunun da inanmayaAllah’a inanmaya ihtiyacı vardır.

  İnsan, yaratılışitibari ile inanan bir varlıktır. Bu yönüyle de diğer varlıklardan ayrılır. İnanmakonun zihin ve ruh dünyasında mevcuttur.

İNSANIN RUHSAL İHTİYAÇLARI

    İnsanınyeme -içme gibi bedenine ait ihtiyaçları varsa, ruhunun ihtiyaçları vardır.Ruhun gıdasının zikir(Allah’ı anma) olduğu Kuran-ı kerimde bildirilmektedir.Ayet-i kerimede ; “Bun­lar, imanedenler ve Allah'ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bile­siniz kigönüller ancak Allah'ı zikrederek huzura kavuşur.”(Ra’d,28) Buyrulmaktadır.

  İnanmak, Allah’a inanmak insana güven verir.Allah(c.c) nun güzel isimlerinden biride “el- Mü’min” dir.Güven veren anlamınagelir. Allah’a inanana da “mümin “ denilir.

   Allah’a inanan insan kendini özgür vegüvende hisseder. Çünkü gerçek özgürlük Allah’a kulluktadır. O’na kul olmaktır.

  Kur’anokumak ve onu anlamaya çalışmak, namaz kılmak, oruç tutamak ve ibadet etmekteruhun ihtiyaçlarıdır.