Kahramanmaraş‘ın kendine has özellikleri var. Buna ek olarak benimsemesi ve sahiplenmesi de oldukça zor. Birinin kara dediğine diğer ak derdi!
Görüyoruz ki birbirleriyle iyi bir şekilde anlaşan ikili depremde ağır hasar alan ilimizin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Bu konuyu yıllardan bu yana hep özlemiştik. Komşumuz Gaziantep’te görüp kıskanırdık. Şimdi bizde birlikte olmayı ve karar vermeyi öğrendik…
Geçtiğimiz gün Kahramanmaraş Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti başkanı Aslan Deveboynu ve ekibi olarak önce Büyükşehir Belediye başkanı Fırat Görgel’i ziyaret ettik. Aynı akşam Vali Ünlüer’le bir araya geldik. Vali Ünlüer geldiğinden bu yana halkın yanında, halkı koruyan kollayan olarak hem yazılı basında hem de sosyal medyada yer aldı. Fırat Görgel’de aynı şekilde mesaisinin büyük kısmını halkın yanında, ziyaret ederek sorun çözerek geçiriyor. Bunlar artı olarak gönüllerde yerine alacaktır elbette.
Bilindiği gibi 6 Şubatta yaşanan depremde Kahramanmaraş en çok zarar gören İllerin başında gelmektedir. Aradan iki yıla yakın bir süre geçti. En çok toparlanan ve ayağa kalkmaya çalışan bir il oldu. Her tarafta inşaatlar sürüyor. Trabzon Bulvarı ve Azerbaycan Bulvarı yerle bir olmuştu. Son günlerde Azerbaycan Bulvarı ve mahallesi bitmek üzere, inşaatlar hızlı bir şekilde devam ediyor. Trabzon Caddesi biraz geriden gelse de inşaatlar sürüyor. Trabzon caddesini yeniden canlandıracak olan Valilik binasının inşaatına da başlandı.
BÜRORASİ VE BÜROKRATLAR
Bürokrasi: gündemden düşmeyen çok zaman olumsuz kullanılan bir tanımdır. “Bürokrasi, yüzünden işler gecikiyor”. “Girişiminin önündeki başlıca engel bürokrasi gibi yakınmalar, her gün ve her yede duyabilir. Buna karşılık, bürokrasi olmadan bir toplumsal işlerliğin sağlanamayacağı, özel yararların toplum adına denetiminden bürokrasinin önemi açıktır. Aynı şekilde, zaman zaman “devlet baba ”benzeri kavramlarda ifade edilmiş toplumsal beklentiler belki fark edilemeyen muhatabı, gene bürokrasidir.
İnancımız önemli ama birde ilim var. Bu gerçeklerde inkar edemeyiz.
Belediyelerin görevi elbette ruhsat ve kontrol aşamasında başrol oynuyor. Ama Üniversitelerin görevi de: Daha donanımlı teknik eleman yetiştirmeleri ve bunun takipçileri olmalıdır. İnşatlarda görev alacak kişileri eğitmek ve belediyelere yardımcı olmak zorundadır. Hataların hepsinde belediyelere yüklemek ne kadar doğru?
NEREDEN GELDİK, NEREYE GİDİYORUZ?
Türk insanı ve Kahramanmaraş toplumu, hangi geçmişin sahibi, hangi günün hazırlığı, hangi geleceğin iddiası içindedir. Kendi ortak kişiliği nasıl bir görünümde, kendi toplumsal işlevini nasıl bir rolde bulmaktadır. Hepimizin gelip geçtiği bir dünyadayız, bırakmayı amaçladığımız bu iz nedir. Nerededir. toplum olarak biz kimiz, ne yamak istiyoruz, neden geldik nereye gidiyoruz?
İnsan geriye baktığında iki yıldan bu yana nasıl bir felaketlerle karşılaştık neler çektik? Ne kadar canlarımız gitti. Bunların acısını çekmekteyiz. Biz bunu bir kader olarak algılasakta. Gerçeklerden kaçamayız.
Üniversiteler ve bilirkişi raporlarında inşaatta işçilik hatları olduğu için yıkıldığını ortaya koydu. Biz millet olarak kadere inanırız. Kadere inanan bir toplum olduğumuz için hep kader deyip geçiştiririz. Ama işin aslı raporla ortaya çıkmış durumda…
Sonuç olarak: Deprem insan öldürmez inşaatlar öldürür diye bir sözde var.