İnsanlık tarihinde, zihin ve gönül dünyasının karardığı, değerlerin tüketildiği, şefkat ve merhametin arandığı, yaratılış amacından uzaklaşıldığı dönemler olmuştur. İşte böyle bir dönemde Âlemlerin Rabbi, Efendimiz (s.a.v)’e “oku” diye hitap etmiştir. Evet, Rahmet Peygamberi, insanı, kâinatı ve varlığı her boyutuyla okumaya, anlamaya ve idrake davet edilmiştir.
Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı ana rahmine tutunan, döllenmiş bir yumurtadan yarattı. Oku! Kalemle yazmayı öğreten, insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir.”[1]
Hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: “İlim için yola koyulan kimse, dönünceye kadar Allah yolundadır.”[2]
En şerefli bir bir varlık olan insan, akıl verilmek suretiyle nimetlendirilmiştir. Akıl, insan için en büyük nimetlerdendir. Nedenlerimize, niçinlerimize, buhranlarımıza onunla cevap buluruz. Doğruyu-yanlıştan, hakkı-batıldan, iyiyi-kötüden, hayrı-şerden onunla ayırt ederiz. Rabbimizin mesajlarını onunla anlar ve onu hayatımıza kılavuz yaparız. Bu yönüyle insan Rabbine, çevresine ve kendisine karşı sorumlu bir varlıktır. Bu sorumluluğun yerine getirilmesinde okumak, bilgi edinmek, ilim sahibi olmak önemlidir. Bilgi ve İlim sahibi olmak, okuyarak ve yaşayarak olunur. Okuyarak farklılığımızı ortaya koymalıyız.
Bilgi, insanlığın yolunu aydınlatan, hayatın ve ebedi yurdun hakikatini gösteren ve insanlığa her alanda rehberlik eden çok değerli bir hazinedir. Onun içindir ki, hayat kitabımız Kur’an, “oku” ile başladı. Oku ile başlayan Kuran—ı Kerim, “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”[3] diye çağlar öncesinden insanlığa seslenmiştir. Bilginin, ilmin, insanlık için vazgeçilmez olduğunu gündeme taşımıştır. Peygamberimiz (s.a.v) de, “ilme talip olanlara Allah’ın cennete giden yolu kolaylaştıracağını müjdelemiştir”.[4]
İlim ve bilgi sayesinde medeniyetimiz, insanlık tarihinde herkesin takdir ettiği önemli izler bırakmıştır. Türk-İslam medeniyeti kurulmuş ve yaşatılmıştır. Bunun sayesinde tarihi ve kalıcı eserler ve alimler yetiştirmiştir. Alim, söz konusu güzellikleri, ilmi, sanatı sadece takdimle kalmayan, kendi şahsında da bu güzellikleri yaşan ve temsil eden, bilen kişidir.. ,
İnsanlık, zamanla zenginleşme ve tabiata hükmetme noktasında bilginin gücünü keşfetmiştir. Zaman zaman bilginin gücünü ve etkisini insanlığın sadece hayrına değil, şerrine kullanmak isteyenlerde çıkmıştır.. Böyleleri, sahip olunan her şeyin insana verilmiş bir emanet olduğu bilincinden uzaklaşarak,bilgiyi, iyilik ve güzelliklerin değil, kötülük ve düşmanlıkların vasıtası haline getirenler ve istismar edenler, bilgi ahlakından yoksunlaştı. Bilgi, ahlaktan yoksunlaştıkça da insanlık pek çok değerini kaybetti.
İslam Tarihinde Müslümanlar feth ettikleri yerlere İslam medeniyetini, sanatını götürmüşlerdir. Kütüphaneler kurmuşlardır. O devirde Endülüste, İspanya’nın ortasında Kurtuba kütüphanesi kurmuşlardır. Avrupa’daki araştırmacılar,talebeler bu kütüphaneden yararlanmışlar, ülkelerine dönerken öğrendikleri bilgileri kendi ülkelerine götürmüşler, bunun sayesinde Rönesans ve reform faaliyetleri olmuştur. Yahut ta Haçlı seferleri sırasında zengin Müslüman topraklarından bilim ve sanatı dönüşte kendi ülkelerine taşımışlardır.
Bugün, eğitim, ilim ve irfandan ve okumadan mahrum bırakılan nice genç, bağnazlık, cehalet, şiddet ve terörün yolunda savrulup yok olmaktadır. Çünkü cahillik kötülüktür, bilgisizliktir. Cahil olan insandan her türlü kötülükler beklenir.
Bugün İslam coğrafyasındaki olumsuzlukların sona ermesi ve inananlar olarak dünyaya yeni medeniyetler takdim edebilmemizin yolu, İslam’ın ilme verdiği önemi iyi kavramak ve bunu hayata yansıtabilmekten geçmektedir. Bu hususta yarınlarımızın teminatı olan gençlerimizin ilim ve irfan, akıl ve hikmet ve ahlakla donatıp, çevresine, vatana ve millete, topluma ve insanlığa faydalı bireyler olarak yetişmelerinde gençlerimize, ailelerimize ve öğretmenlerimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Kitap okumayı, kütüphanelerden yararlanmayı gençlerimize özendirmeliyiz. Unutmamalıyız ki bilgili olan güçlü olur.