Hayatta hiçbr şeyi yapmak için zamanımızyok ama her şeyi de yapabilmek için son sürat yaşıyoruz. Aslında pekyaşadığımızı söyleyemeyiz hayata sadece bakıyoruz, yetmiyor göz atıp geçiyoruz.Çünkü hızlı olmak bunu gerektiriyor. Her şeyi bir telaş içinde bir an önceyaşamak istiyoruz. Bu telaş hayatımızın her alanına etki ediyor, külltüreldeğerllerimizi zedeliyor ve hayatımızı yüzeysel kılıyor. Artık insanların hemenve kolaylıkla fast-food restoranlarına ulaşmasıyla paketlenmiş yiyecekler sıcakana yemeklerin yerini almaya başlıyor. Çünkü eskisi gibi ocakbaşlarındauğraşacak, zaman kaybedecek kadar vaktimiz yok. Hayatsürekli bir yöne doğru akıyor. Bu akışkan dünyada akıntıya ayak uydurmazsaktoplum tarafından dışlanıyoruz. Kemal Sayar’ın deyişiyle; McDünya’da her şeyplanlanmış, ruhsuzlaştırılmış son sürat yaşanmaya hazır hale gelmiştüketicisini bekliyor. Oysa McDünya’da her şey aynıdır. McDonald’s restoranındabir sonraki hafta ya da bir sonraki yıl yenenlerle bugün yenenler aynıolacaktır. Dolayısıyla modern dünya her şeyi düzleştriyor, aynılaştırıyor.

 Modern hayat bize daha çok kazanıp daha çok harcamamızı istiyor. Elegeçirerek sahip olarak mutlu olabileceğimizi söylüyor. Insanlarla olanilişkilerimiz de nesnelerle olan ilişkilerimize dönüşüyor; al sat, kullan veat. İnsanın insana duyduğu yakınllık kayboluyor. Nesnelerle olan yoğunilişkilerimizden dolayı insanlarla daha az vakit geçiriyoruz. Gittikçeyalnızlaşıyoruz. İnsanın varlığının bu buruk tadını Kemal Sayar ‘’Yavaşla’’adlı kitabında şöyle tanımlıyor:

   ‘’İnsan yalnızlaşıyor. Şöyle dikkatlice etrafınıza bakın. Kaç kişi birdiğerini dikkatlice dinliyor? Kaç kişi gönlünden geldiği gibi meramını ifadeedebiliyor? İnsanın dili kötürüm ve kekeme bir hal almış durumda. Televzyonunuğultusu, cep telefonunun zırıltısı, hayatın telaşı, sahici bir konuşmayıgiiderek imkansız hale getiriyor. Oysa insan hikayeler anlatmak isteyen birvarlık. Anlattığı hikayelerin yaknılarını duymak isteyen, varoluşunu başkasınınyüzünde seyretmek isteyen bir canlı.’’

Kemal Sayar, günümüzün hız toplumuna sadraşifa bir şeyler olarak tanımladığı ‘’Yavaşla’’ adlı kitabında modern hayatıniçinde ruhunu esir etmiş insana kılavuz olmayı amaçlıyor. Her şeyin son süratyaşandığı ve sanal ve gerçeğin birbirine girdiği dünyada ‘sahi’ olanın, hayatınözünü oluşturduğuna inandığı şeyin peşinde yavaş yavaş ve en derinine kadaryaşamanın derdinde. Çünkü ona göre yavaşlık, bir sahicilik arayışıdır. Asılmanaya odaklananlar için yavaşlamak zaman kaybetmek değil, bir nimettir.Yavaşlayarak yetişecek bir yeri olmayan insan bulunduğu anın tanığı olur. Yavaşgidenin hikaye biriktireceğini söyleyerek aslında her şeyi son sürat yaşamahevesine kapılanların bir defa geçeceğimiz dünyaya sadece göz ucuyla bakabileceklerinive ardında bir iz bırakamayacaklarını vurgulamak istiyor. Çünkü insanınvarlığından bir iz bırakabilmesi için anı kaçırmaması durup temaşa etmesigerekiyor. Aşık olmak gibi mesela. Aşık oan sükunet halinde olmaldır ki aşıkolduğu şeyi/kişiyi seyredebilsin. Çünkü Kemal Sayar’ın deyişiyle güzellik ancakonu durup temaşa edecek zamanımız varsa bize bir şey söyler.


 ‘’Modern Mutsuzluk’’, ‘’Modern Zamanlarda Aile’’, ‘’Benliğin Ve Toplumun Krizi’’ve ‘’ Yavaş Güzeldir’’ adlı bölümlerden oluşan kitap modern hayatın gündelikyaşantımıza yerleştiği tuzakları bir bir tespit ediyor. Bu tespitleri yaparkenasla ümitsizliğe kapılmıyor. Çünkü Kemal Sayar kitabında bize modern hayatıntuzaklarına karşı geliştirilmiş ‘kurtarılmış bölgeler’ sunuyor.

 Bukitabı Toplumun McDonaldlaştırılması ve Modernliğin Sonuçları adlı ‘sosyolojikkamuda’ önemli yerleri olan kitaplarla eş zamanlı okuduktan sonra şunu farkettim; bu iki kitap modern hayatın insanların dünyayı ve kendilerini algılayışbiçimlerini köklü bir biçimde nasıl değiştirdiğini gözler önüne seriyorkenKemal Sayar kitabında, kendimizi bulmamız için bize kendi ritmimizi veriyor.Modernliğin ışığı yüzümüze vururken bu kitap ruhumuza bir ferahlık serpiyor. Busebepten kendi kendimize ‘ Yavaşla!’ dememizi istiyor. Çünkü ‘yavaş güzeldir.

                                                                     AHMET HAMDİ ÇINAR